Enerji Dönüşümünde Veri Merkezlerinin Rolü Artıyor

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporuna göre, enerji güvenliği ve emisyon azaltımı arasındaki dengeyi sağlamak için veri merkezleri önemli bir konumda yer alıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan raporda, dünya genelinde enerji güvenliği, uygun fiyat ve emisyon azaltımı arasındaki dengenin yeniden tanımlandığı belirtiliyor. Veri odaklı teknolojilerin bu dönüşümde merkezi bir rol oynadığı vurgulanıyor.
Rapor, küresel enerji talebinin mobilite, ısıtma, soğutma ve veri hizmetleri alanlarında hızla yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu artış, enerji piyasalarının dinamiklerini köklü bir şekilde değiştiriyor.
“Elektrik Çağı” olarak adlandırılan dönemde, elektrik, hanehalklarının temel enerji kaynağı haline geldi. Elektrik fiyatları, hem tüketiciler hem de hükümetler için ekonomik istikrarın önemli bir göstergesi durumuna geldi.
Ancak bu dönüşüm, önemli altyapı açıklarını da beraberinde getiriyor. 2015 yılından bu yana elektrik üretimine yapılan yatırımlar %70 artarak yıllık 1 trilyon dolara ulaşırken, iletim ve dağıtım şebekelerine ayrılan yatırım yalnızca 400 milyar dolar seviyesinde kaldı. Bu dengesizlik, yeni üretim kapasitesinin sisteme entegrasyonunu yavaşlatıyor ve elektrik arz güvenliği açısından risk oluşturuyor.
Yenilenebilir Enerji Hızla Büyüyor
Rapora göre, tüm senaryolarda en hızlı büyüyen enerji türü yenilenebilir kaynaklar, özellikle de güneş enerjisi oldu. Nükleer enerji de büyük ölçekli santrallerin yanı sıra küçük modüler reaktörlere yapılan yatırımlarla yeniden yükselişe geçiyor. Küresel nükleer kapasitenin 2035 yılına kadar en az üçte bir oranında artması bekleniyor.
IEA, petrol ve gaz arz güvenliğini etkileyen geleneksel risklere ek olarak kritik minerallerde artan kırılganlığa da dikkat çekiyor. Enerjiyle ilişkili 20 stratejik mineralin 19’unun rafinasyonunda tek bir ülkenin yaklaşık %70 paya sahip olması, küresel tedarik zincirinde yeni bir bağımlılık alanı yaratıyor.
Enerji Erişimi Hâlâ Eşitsiz
Raporda, enerji dönüşümündeki ilerlemelere rağmen 730 milyon insanın hâlâ elektriğe erişimi olmadığı, 2 milyar kişinin ise sağlığa zararlı pişirme yöntemlerine bağımlı yaşadığı vurgulanıyor. IEA’ya göre, hızlı emisyon azaltımları sürse de 1,5°C küresel ısınma sınırı aşılacak, ancak yüzyıl ortasında hedeflenen net sıfır emisyon seviyesi bu artışı yeniden sınırlayabilir.
IEA Başkanı Fatih Birol, raporda yaptığı değerlendirmede enerji güvenliğinin tarihsel bir dönüm noktasında olduğunu vurguladı. Birol, elektrik tüketimindeki artışın artık sadece gelişmekte olan ülkelerle sınırlı olmadığını belirtti. Veri merkezleri ve yapay zeka kaynaklı talep artışı, gelişmiş ekonomilerde de elektriği yükselen bir değer haline getirdi. Veri merkezlerine yönelik küresel yatırımların 2025 sonunda 580 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu durum, modern ekonomilerin değişen doğasının çarpıcı bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
İlgili Haberler: UNEP Raporu: Soğutma Ekipmanları Emisyonları Azaltabilir · BM İklim Taahhütleri Küresel Emisyonları Azaltma Hedefli