“Önümüzdeki Günlerde Çok Yüksek Yangın Tehlikesi Var!”

İklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinin yanı sıra İç Anadolu’nun kuzeyi ve batısı ile batı Karadeniz’e dikkat çekerek, “Bu bölgelerde önümüzdeki günlerde günlük hava koşullarına bağlı olarak coğrafyası ve şiddeti değişebilecek, yüksek ve çok yüksek yangın tehlikesi var” uyarısında bulundu.
Türkiye aşırı sıcaklarla boğuşurken, meteorolojik koşullar orman yangını riskini de artırmaya devam ediyor. Ülkenin farklı bölgelerinde çıkan yangınlar binlerce hektar ormanlık alanı yakıp kül etti. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş ise yeni yangınlar için uyarı yaptı.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini 2025 yazında çok şiddetli yaşadığımızı hatırlatan Prof. Dr. Türkeş, “Orman yangınları ve sıcak hava öngörüsü ve uyarılarımda sıklıkla yinelediğim gibi, 2025 yazına Türkiye’nin büyük bölümünde, Trakya ve Çanakkale – Biga Yarımadası’ndan Güneydoğu Anadolu’nun en doğusuna kadar, geniş bir coğrafyada normallerinden çok kurak, şiddetli, hatta aşırı kuraklık koşullarında girildi. Temmuz ayı, Dünya, Avrupa ve Türkiye’de yüksek sıcaklık rekorları kırılan en sıcak aylardan biri olarak kayıtlara geçti” dedi.
Orman Yangınlarında İklim Değişikliğinin Büyük Payı Var
Bilim insanları orman yangınlarının meydana gelmesi için bazı şartların aynı anda oluşması gerektiğini söylüyor. Burada aslında meteorolojik şartlardan ve yangına neden olabilecek materyaller rol oynuyor. Yüksek sıcaklıklar, düşük nem miktarı ve yanmaya müsait materyalin kuru olması yangına davetiye çıkarıyor. Bitki örtüsü ve haliyle toprağın kuruması yanıcı materyal miktarını artırıyor. Bu şartlar bir araya geldiğinde orman yangını riski de büyüyor.
Sıcaklıkların artması ve nemin azalmasıyla beraber orman yangınları için uygun ortam oluşuyor. Sıcaklık artışına neden olan faktör ise insan faaliyetleri, yani kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların yakılması. İklim değişikliği orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini artıyor.
Türkiye’de ve Balkanlarda hem Temmuz ayının hem de 6 aylık dönemin hidroklimatolojik analizlere göre normallerinden çok sıcak ve çok kurak geçtiğini vurgulayan iklim bilimci sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şu noktalara değindi:
“Copernicus İklim Merkezinin dörtlü haritası, 2025 yılı Temmuz ayında yağış anomalileri, yüzey havası bağıl nemi, toprağın en üst 7 cm’lik kısmının hacimsel nem içeriği ve yüzey hava sıcaklığının 1991-2020 dönemi Temmuz ayı ortalamalarına kıyasla durumunu gösteriyor. Tüm bu analizler, Ağustos ayına da Türkiye’nin büyük bir bölümünde hem kısa süreli meteorolojik hem de uzun süreli tarımsal, ekolojik ve hidrolojik kuraklıklarla ve normallerinden daha sıcak koşullarla girildiğini açıkça ortaya koyuyor.”
Yangın için Uygun Meteorolojik Şartlar Var
Akdeniz ikliminin ve bitki örtüsünün egemen olduğu neredeyse tüm batı ve güney illerindeki orman, çalı, çayır ve meraların çok kuru olması nedeniyle ciddi yanıcı madde yüküne, yani çıkan olası bir yangını körükleyecek yanıcı/parlayıcı maddeye dönüşmüş durumda olduğunu aktaran Prof. Dr. Türkeş, “Ülkenin batı ve kuzey batısında, ki önümüzdeki günlerde değişen bölgesel hava dolaşımı yüzünden bu alana Akdeniz Bölgesi de eklenebilecektir, hâlâ kuvvetli, hamleli ve havayı kurutarak yangına daha elverişli yapacak kuzeyli ve doğulu hava durumu koşulları Ağustos sonuna kadar etkili olabilecektir” dedi.
Prof. Dr. Türkeş, Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgeleri ile İç Anadolu’nun kuzey ve batısı ve batı Karadeniz’e dikkat çekerek, “Bu bölgelerde önümüzdeki günlerde günlük hava koşullarına bağlı olarak coğrafyası ve şiddeti değişebilecek, yüksek ve çok yüksek yangın tehlikesi var” uyarısında bulundu.
Aynı zamanda Çanakkale’de meydana gelen büyük yangın sonrası yaptığı açıklamada da yangının en az 30 yıl geriye götürdüğünü ve doğanın yeniden kendine gelmesi için süre tanınması gerektiğini belirterek, “Görünür bir çam orman ekosistemi için en az 30 yıl ama ideal anlamda 50 yıllık bir süreye ihtiyacımız var. Hem ormanı yok ettik hem de ormanın içinde milyonlarca canlı öldü, biyoçeşitlilik azaldı. Ciddi bir katliam yaşandı” diye konuştu.